Dünyada vajinismus görülme sıklığı erişkin kadınların yaklaşık %5’i ila %15’i arasında iken, Türkiye’de her 10 kadından birinde vajinismus probleminin olduğu görülüyor. Vajinismus, pelvik taban (vajina çevresi kasların) kaslarının istemsiz ve kontrolsüz biçimde kasılması nedeniyle ağrılı cinsel birleşme ya da cinsel birleşmenin hiç gerçekleşemiyor olması olarak tanımlanıyor.
Özellikle cinsellikle özdeşleşen bir hastalık olması sebebiyle pek çok insanın bu konuda utanıp çekinmesi tedaviye başvurma oranlarını düşürüyor. Toplumun bu konuda bilinçlenmesi önem taşırken, Pelvik Taban Rehabilitasyonu uygulamaları vajinismus tedavisinde önemli yer tutuyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pelvik Taban Ünitesi’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer, vajinismus ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Yetiştirilme tarzı, kişilik yapısı, tıbbi geçmiş gibi nedenler öne çıkıyor.
Pelvik tabandaki vajina etrafı kasların istemsiz olarak kasılmasıyla ortaya çıkan vajinismus sorununu sıradan ağrılı cinsel birleşme olarak tanımlamak doğru değildir.
Toplumda sık görülen hastalıklardan biri olarak kabul edilmektedir. En önemli nedeni psikolojik sebepler olan vajinismus sorunu, yetiştirilme tarzı, kişilik yapısı, tıbbi geçmiş gibi pek çok neden bağlı olarak gelişebilmektedir.
Ancak nihayetinde asıl sonuç ve sorun pelvik tabanı oluşturan kasların şiddetli kontrol dışı kasılmasıyla ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle pelvik taban kaslarını ve özellikle Pubokoksigeuskasını kontrol etmek, istemli bir şekilde kasılıp gevşemesini sağlayabilmek kontrolünü ele alabilmek büyük ölçüde vajinismus tedavisinde başarıyı beraberin getirmektedir.
Özetle yapılması gereken en önemli ve verimli yöntemlerden biri pelvik taban egzersiz ve rehabilitasyon sistemiyle bu kasları kontrollü olarak çalıştırılabilmektir.
Jinekolojik açıdan tıbbi bir sorun yoksa pelvik taban fizyoterapisi düşünülmeli.
Bu tedavide temel yaklaşım sebebi ortadan kaldırmaktır. Buna neden olan durum eğer ortadan kaldırılabilen bir tıbbi durum ise bu sorun jinekologlar tarafından tedavi edilecektir.
Eğer jinekoloji alanında bir ilerleme kaydedilemiyorsa genellikle pelvik taban fizyoterapisini düşünmek gerekir zira bu konuda son derece iyi sonuçlar vermektedir.
Bu açıdan uzmanlaşmış olan birimler ve fizyoterapistler gerek vajinismus gerekse disparoni (ağrılı cinsel birleşme) için bir rehabilitasyon programı hazırlayabilmektedirler.
Özellikle pelvik tabanda uzmanlaşmış fizyoterapistlerin olduğu merkezler seçilmeli.
Zaman zaman kabızlık, üriner inkontinans (idrar kaçırma) gaita inkontinansı (gaita kaçırma) gibi durumlarla kombine olan ya da her birinin tek başına görüldüğü durumlarda da pelvik tabanın en önemli kaslarından biri olan Pubokoksigeus kasının eğitimi büyük önem taşımaktadır.
Vajinismusta en önemli kas olarak adlandırılan PK kasını da ilgilendirecek şekilde pelvik taban kaslarının eğitilmesi, gevşetilmesi ve güçlendirilmesi hedefine yönelik “görev temelli biofeedback” çalışmasıyla kasları normal fonksiyonel ritmine ulaştıran rehabilitasyon çalışmaları yapılmaktadır.
Bu çalışmalar kişinin tıbbi değerlendirilmeleri yapıldıktan sonra yani arka planda cerrahi, nörolojik veya enfektif bir problemin olmadığı ortaya konulduktan sonra pelvik taban egzersizi ve rehabilitasyonu yapılan, özellikle pelvik taban konusunda uzmanlaşmış fizyoterapistlerin olduğu bir merkezde yapılmalıdır.
Hasta, son derece yüksek teknolojik cihazlarla, konforlu, rahat ve kişinin mahremiyetini gözeten şekilde kişiselleştirilmiş bir rehabilitasyon programına alınmalıdır.
Başarılı sonuçlar elde ediliyor.
Pelvik taban adı verilen kas yapısı bütün karın içi organları yer çekimine karşı yerinde tutan mesaneyi, rektumu ve cinsel organları olması gereken yere asan bir yapıdır.
İşte bu pelvik taban kaslarının normal çalışabilmesi, refleks kasılmalardan kurtarılması ve istemli şekilde kontrolünü en üst seviyeye çıkarma hedefiyle yola çıkıldığında gerek vajinismusta gerekse ağrılı cinsel işlev bozukluklarında son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır.