Johari Penceresi, insan ilişkilerinde öz farkındalık ve iletişimi arttırmak için kullanılan bir modeldir. Bu yazıda iletişimle ilgili yaşanılan sorunlara “Johari Penceresi”nden bakacağız.
İletişim, çağımızın en büyük sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Hızlı yaşanılan ve tüketilen bu dönemde iletişim şekilleri ve araçları da hızla artıyor. İletişim kaynaklı karşılaşılan olumsuz durumlarla başa çıkmak için empati kurmak, açık iletişim, dinlemek, geri bildirim almak önemlidir. Bu adımları uygulayarak daha etkili bir iletişim kurabilirsiniz.
Johari Penceresi dört bölümden oluşur.
Johari Penceresinde her bölüm, bir kişinin kendisi hakkında ve başkalarının onun hakkında bildikleri ya da bilmedikleri bilgiyi temsil eder.
Açık Alan: Kendimle ilgili bildiğim bilgilerin alanını gösterir. Benlik alanımız ne kadar genişse o kadar etkili iletişim ve sağlıklı ilişkiler kurarız. Dolayısıyla hedef, Açık Alanı genişletmektir.
Kör Alan: Bu alan, kişinin kendisinin farkında olmadığı ancak başkalarının farkında olduğu bilgileri içerir. Bu, kişinin davranışlarından veya etkileşimlerinden başkalarının gözlemlediği ancak kişinin kendisinin farkında olmadığı özellikleri ve davranışları içerir. Kör alanı azaltmak için geri bildirim almak ve kişisel gelişim üzerinde çalışmak önemlidir.
Gizli Alan: Bu alan, kişinin kendisinin farkında olduğu ancak diğerlerinin farkında olmadığı bilgileri içerir. Bu, kişinin öz değerlendirmesi, içsel düşünceleri veya duyguları gibi kişisel özellikleri içerebilir. Gizli alanı paylaşmak, kişinin kendisini daha fazla açması ve başkalarıyla daha derin bağlar kurmasına yardımcı olabilir.
Bilinmeyen Alan: Bu alan, kişinin ne kendisinin ne de diğerlerinin farkında olmadığı bilgileri içerir. Bu, kişinin bilinçaltı düşünceleri, gizli potansiyeli veya derin duyguları gibi bilinçdışı veya gizli özellikleri içerebilir. Bilinmeyen alanı keşfetmek genellikle kişisel gelişim ve içsel keşif sürecinin bir parçasıdır.
Kişiliğin iki farklı yönü vardır.
Kendi bildiğim ben “kimlik” ve başkalarının bildiği ben “itibar”. İkisinin arasındaki farkın fazla olması çatışmaya yol açar. Sosyal hayatta başkalarının senin hakkında ne düşündüğü önemlidir. Fakat kimlik bilgisine göre de sosyal ilişkilerde bize fayda sağlayacak şey itibar bilgisidir. İtibar bilgisinin başkalarına sorarak elde ederiz. Tablodaki ok yönünde sağ tarafa nasıl genişleriz? Bilmediğim şeyleri öğrenmem için sormam gerekir. Aşağı tarafa ise kendimle ilgili bildiklerimi başkalarına söyleyerek genişletebilirim. Eğer yanlış bir bilgi verilirse Gizli Alan genişler. Açık Alanı dürüstçe genişletmeliyiz.
Birçok sanatçının yeteneğini öğrenmesine yol açan şey nedir?
Yetenekli olunan alan başlangıçta Bilinmeyen Alandı. Örneğin, Piyanoyu hiç bilmeyen bir kişinin dünya çapında bir piyanist olabilmesi mümkün müdür? Mümkün olabileceğine inanılması için başkalarının devreye girmesi ve geribildirim vermesi gerekir. Bu geribildirimler üzerine o kişinin fırsatlar araması, o fırsatları bulması ve birtakım kaynaklara ulaşabiliyor olması gereklidir. Sonuç olarak, mümkün kılınabilmesi için etkileşimlere ihtiyaç vardır.
İçinde senin tarafından keşfedilmeyi bekleyen kocaman bir dünya var.
Psikoterapilerde de durum benzerdir. Danışan ve danışman arasındaki ilişkinin temeli Açık Alanı genişletmektir. Gizli Alanları, Kör Alanları ve Bilinmeyen Alanları açığa kavuşturmak için bir danışman ne yapar? Soru sorar, yorum yapar, danışanın hedef oluşturmasında destek olur.
Son yazılarımızı incelemek ister misiniz?😍👇