Protein ve kalsiyum açısından çok zengin bir besin olan sütün sağlığımız üzerinde pek çok faydası bulunur.
Sağlıklı bir yaşam için tıpkı çocuklar gibi yetişkinlerin de günde üç porsiyon süt ve süt ürünü tüketmesi gerektiğini söyleyen DoktorTakvimi uzmanı Dyt. Emine Öztürk, yetişkinlerde bu besinin tüketimine ilişkin önemli bilgiler veriyor.
Süt; protein, karbonhidrat ve yağ olmak üzere vücudumuzun ihtiyaç duyduğu pek çok besin ögesi içeriyor. Kemik sağlığının yanında kanser, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik rahatsızlıklara karşı da koruyucu bir etki gösteriyor. Sayısız faydaya sahip olan bu besin, özellikle çocukların büyüme ve gelişmesinde önemli bir role sahip. Aynı zamanda kemiklerin sağlamlaşmasına ve kemik erimesini engellemeye yardımcı olur.
Yaşlanmayı geciktirir ve sindirim sistemini korur.
Bağışıklık sistemini güçlendirir, enerji verir ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.
Toplumumuzda yanlış algılanan bir konu var. Bu besin maalesef ki yalnızca çocukların içeceği bir besin olarak görülüyor. Bu tamamen yanlış bir düşünce dememiz gerek yoktur herhalde. Çünkü bu besin, her yaş grubu için çok önemli ve çok değerli.
Peki Süt Yetişkinler için Ne Kadar Yararlı?
Bu sorunun yanıtını bizlere DoktorTakvimi uzmanı Dyt. Emine Öztürk veriyor. Diğer besinlerin sınırlı miktarda sağlayabildiği kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi önemli mineralleri içerdiğini söyleyen Öztürk, çocuklar gibi yetişkinlerin de en az üç porsiyon süt ürünü tüketmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu ürünlerin zengin bir kalsiyum kaynağı olduğundan bahseden Öztürk, “Yeterli kalsiyum alamazsak osteoporoz riskimiz artar. Kemikler zayıflar ve kırılmaya yatkın hale gelir. Ulusal Osteoporoz Vakfı, kemik kaybını ve osteoporozu önlemek için yeterli kalsiyum tüketimi ve D vitamini öneriyor.” diyor.
İntoleransınız ya da alerjiniz yoksa mutlaka bu besini tüketmeye özen gösterin.
Yapılan araştırmalar bazı gerçekleri gözler önüne seriyor. Süt ürünlerinin hatta özellikle de yoğurt tüketiminin, kemik sağlığı üzerinde bulunan olumlu etkisini ve tip 2 diyabet riskini de azalttığı görülüyor.
Amerikan Diyabet Derneği’nin tip 2 diyabet riskini azaltmak ve kan şekeri kontrolünün önemli bir göstergesi olan A1C seviyelerini düşürmek için Akdeniz diyetini önerdiğini söyleyen Öztürk, Akdeniz diyetinin zeytinyağı ve balıktan elde edilen sağlıklı yağların yanı sıra meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar ve ölçülü miktarda süt ürünleri tüketimini içerdiğini belirtiyor.
Öztürk, aynı zamanda planlı bir diyette, eğer kişinin herhangi bir alerjisi ya da intoleransı yoksa, süt ürünleri tüketmesinin pek çok yarar sağladığını da hatırlatıyor.
DoktorTakvimi uzmanı Dyt. Emine Öztürk, “Yaşın ilerlemesiyle birlikte tüketilmemesi gereken besinler nelerdir?” sorusuna ise şöyle yanıtlıyor:
“Yaşımız ilerledikçe metabolizma hızımız da yavaşlıyor. Bu nedenle kalori ihtiyacımız da azalıyor. Eğer intolerans, alerji veya aksini gerektiren bir hastalığınız yoksa beslenmenizden özel olarak bir besini çıkartmanız gerekmiyor. Ancak Akdeniz diyetine yönelmek, süt ürünlerini beslenmenize eklemek, meyve ve sebze tüketimine önem vermek, doymuş ve trans yağ alımından da olabildiğince kaçınmak yararlı olacaktır.”