Depresyon, beynimizi en çok etkileyen rahatsızlıkların başında bulunuyor. Beynimizin çalışma şeklindeki değişiklikler vücudumuz üzerinde büyük bir etkiye sahip.
Depresyonun kalbimizden bağışıklık sistemimize kadar her şeyi etkilediğini belirten DoktorTakvimi uzmanı Psk. Buğrahan Kırbaş, bu psikolojik hastalık hakkında önemli bilgiler veriyor.
Bir duygu durum bozukluğu olan depresyon, sürekli bir üzüntü ve hayattan keyif alamama hali olarak tanımlanıyor. Türkiye’de nüfusun yaklaşık %4’ünü etkileyen bu rahatsızlık, kişiyi duygusal açıdan ciddi olarak etkiliyor.
Ayrıca bu hastalık fiziksel tahribata da neden oluyor. Bu durumun bazı fiziksel hastalıkların riskini artırdığını, bazı hastalıkların da bu durumu tetikleyebildiğini söyleyen Buğrahan Kırbaş, depresyonun fiziksel belirtilerini şöyle anlatıyor:
“Bu rahatsızlığa sahip olan her üç kişiden ikisinde artan ağrılar meydana geliyor. Ayrıca kronik yorgunluk, iştahsızlık, uykusuzluk ve fazla uyuma da sıkça görülüyor.”
Depresyon bağışıklığı zayıflatıyor.
Bu durum kortizol ya da adrenalin gibi stres hormonlarının düzeylerini yükselterek bazı hastalıklara yakalanma riskini artırıyor.
Ayrıca bağışıklık sistemini etkileyerek vücudumuzun enfeksiyonla savaşmasını zorlaştırıyor.
Bu durumun kalp hastalığı ve madde bağımlılığı riskinin artmasıyla da ilişkilendirildiğine dikkat çeken Kırbaş, “Uykusuzluk ya da derin uyku eksikliği gibi bu rahatsızlığın neden olduğu pek çok fiziksel değişikliğin bağışıklık sistemini zayıflattığı düşünülüyor. Bu durum mevcut hastalıkları daha da kötüleştirebiliyor. Buna karşılık, bu rahatsızlığın ya da kronik hastalığın neden olduğu fiziksel değişiklikler, bu durumu tetikleyebiliyor. Eğer kişi tedavi olmazsa bu durum bir kısır döngüye yol açabiliyor.” diyor.
Depresyon bazı hastalıkların görülme riskini artırıyor.
Kalp krizi, koroner arter hastalığı (kalp krizi olmadan), parkinson hastalığı, multipl skleroz veya lupus gibi otoimmün hastalıklar, HIV/AIDS, felç, kanser, diyabet, böbrek hastalığı, artrit gibi birçok hastalık depresyon ile birlikte görülebiliyor.
Ayrıca bu durum her zaman olmasa da bu hastalıkların görülme riskini artırıyor. “Örneğin; bu durumun kansere yol açtığı fikrini destekleyen kanıt olmasa da ikisi sıklıkla bir arada görülüyor. Halihazırda kalp hastalığı olan kişilerde, yüksek seviyedeki stres hormonlarının gerekli doku onarımını yapmasını zorlaştırabiliyor” diyen Kırbaş, bu rahatsızlığın diğer hastalıkların seyrini etkilediğini ve komplikasyon geliştirme olasılığını yükselttiğini hatırlatıyor.
Bunun nedeninin beynimizdeki ve vücudumuzdaki fiziksel değişiklikleri büyütmesi olduğunu belirten Kırbaş, depresyonda sık görülen ağrının da tedaviyi zorlaştırdığının altını çiziyor.
Egzersiz yapmak depresyona iyi geliyor.
Kronik ağrısı olan kişilerin daha ağır bir depresyon geçirebileceklerini belirten Kırbaş, şu uyarılarda bulunuyor: “Tedavi süreci için her şeyden önce alanında uzman bir psikolog ile görüşmeniz faydalı olacaktır. Eğer depresif bir duygu durumu içerisindeyseniz tedavi hakkında psikoloğunuzla konuşun.
Antidepresanlar ve konuşma terapisine ek olarak egzersiz de yardımcı olabilir. Son çalışmalar, egzersizin hafif ila orta şiddette bu rahatsızlık için etkili olabileceğini gösterdi. Bitkisel ilaçlar almayı düşünüyorsanız, mutlaka doktorunuza danışın. Çünkü bunlardan bazıları ilaçlarla ya da diğer takviyelerle zararlı şekillerde etkileşime girebilir.”